Bazı hikâyeler ilk sayfasından itibaren insanın içine dokunur. Aubrey’nin hikâyesi de onlardan biri. Kaybın, çaresizliğin ve aşkın en karmaşık hâllerini anlatan bu roman, okuru hem düşündürüyor hem de duygusal olarak sarsıyor.
Aubrey, erken yaşta hayatın tüm yükünü sırtlamak zorunda kalmış bir genç kadın.
Çocuk yaşlarından itibaren büyükannesiyle birlikte hayata tutunmuş, Üniversitede okumak, iki işte birden çalışmak ve yaşlı büyükannesine destek olmak… Onun için yaşam, durmadan verilen bir mücadele.
Hayatındaki tek denge unsuru, ev arkadaşı Natalie. Onun yanında kendini güvende ve anlaşılmış hissediyor. Fakat Natalie’nin dışarıdan göründüğü kadar sade bir hayatı yok. Zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen, kendi ayakları üzerinde durmak istiyor. Ancak bunun için seçtiği yol, Aubrey’in asla tahmin edemeyeceği kadar tehlikeli.
Aubrey, arkadaşının sırlarla dolu hayatını öğrendiğinde büyük bir şaşkınlık yaşar. Başlangıçta bu dünyanın kapısından bile geçmek istemez. Fakat hayat bazen insanı istemediği yollara sürükler… Maddi sıkışmışlık, çaresizlik ve merak birleşince, Aubrey kendini bir anda bambaşka bir dünyanın içinde bulur.
Ve orada James ile tanışır.
Nazik, dikkat çekici, olgun bir adam.
Ancak aynı zamanda evli.
Aralarındaki ilişki yalnızca bir akşam yemeğiyle başlar fakat o kısa sürede kurulan bağ, her ikisini de beklenmedik bir duygusal karmaşaya sürükler. James, Aubrey’i aklından çıkaramaz; Aubrey ise kalbini bastırmak için savaşır.
Tüm dengeler, Aubrey’in bir davette Natalie’nin ailesiyle tanışmasıyla altüst olur. Çünkü James, Natalie’nin babasıdır. O andan itibaren hikâye, vicdanın, arzunun ve yalanların birbirine karıştığı bir fırtınaya dönüşür.
Roman, bir yasak aşkın ötesinde; insanın sınırlarını, korkularını ve hayatta kalmak için verdiği sessiz savaşları anlatıyor. Aubrey’in seçimleri kimi zaman sinir bozucu, kimi zamansa kalp kırıcı. Ancak yazarın en büyük başarısı, tüm karakterleri kusurlarıyla birlikte insani kılabilmesinde.
Benim için en çarpıcı yönü, iki genç kadının hayatta kalma mücadelesiyle birlikte, "doğru" ve "yanlış" kavramlarının birbirine karıştığı gri bir dünyayı bu kadar gerçek hissettirmesiydi.
Eğer duygusal derinliği yüksek, karakter odaklı ve içsel çatışmalarla örülü romanları seviyorsanız, Aubrey’nin hikâyesi size uzun süre eşlik edecek. Her sayfasında biraz öfke, biraz acı ve bir o kadar da anlayış bulacaksınız.



Benzer Haberler
Samsun’da İlginç Hırsızlık Olayı : Camı Kırıp Girdiği Dükkanın Koltuğunda Uyuya Kaldı
İlkadım'da Sokak Ortasında Pombalı Dehşet
Çarşamba'yı Tedirgen Eden Hırsız Bu Sefer de Yakalanamadı
Samsun Ankara Karayolu'nda Ölümlü Trafik Kazası
Çarşamba’da Banka Soygunu: 43 Bin Lirayla Kaçtı, Kısa Sürede Yakalandı
Türk Sağlık-Sen Terme Temsilciliğinden Dr. Hakan Kursal’a Hayırlı Olsun Ziyareti
Samsun'da Trafikte Tehlikeli Anlar