Medya55

Hayatımız sadece bir kalp atımı birkaç nefesten ibaret olmasın diye ne çok şey için mücadele ediyoruz.

Gelin size minicik omuzların da dünyanın yükünü taşıyan küçücük bir kızın hikâyesini anlatayım;

Yıldızlara Gülümseyen Kız

Sitara 1970 yılının Afganistan’ın da yaşayan mutlu bir çocuk, babası devlet adına çalışıyor. Bu yüzden o da sarayda vakit geçirmeyi, yıldızları seyretmeyi ve sarayın kütüphanesin de kitapların arasında kaybolmayı çok seviyor.

Mutlu çocukluk günleri 1978 yılında tüm Afganistan’ın kaderini değiştirecek askeri darbe ile son bulur. Tüm ailesi gözlerinin önünde kurşuna dizilirken birisi onu alıp olayların içinden kaçırıyor.

Ne olduğunu anlamadan Amerikan Konsolosluğun da çalışan bir kadına teslim edilir. Kaçırıldığı kişiler yaşadığı ortaya çıkmasın diye Sitara’ya ölen ablası Aryana’nın kimliği ile yeni bir hayat düzenliyorlar.

Derken zaman geçiyor. Geçmişini kalbinin küçücük bir tarafında sır gibi saklayarak büyüyen Sitara doktor oluyor. Lakin yaşanmamış saydığı geçmişinden 40 yıl sonra gelen birisi genç kadının kurduğunu düşündüğü hayatını altüst ediyor.

Belki çocukluğunda kalan geçmişi ile yüzleşmek belki de ailesinin mezarını bulmak için Taliban yönetiminde ki Afganistan topraklarına yeniden dönüyor.

Kitabı okurken güçlü kadınların hepsi buna benzer yollardan geçiyor diye düşünmüştüm. Her şeye rağmen hayatta kalmaya ayakta durmaya çalışıyoruz. Umudumuzu kaybetmeden…

Nadia Hashimi’nin kaleminden bir mücadele romanı…

Bana kalırsa okumanız lazım…

Sevgiyle Kalın…